Özellikle son 20 yılda bilgisayar ve internet teknolojilerinin gelişmesi ile markalaşma alanında atılan adımlar dünya arenasında bir ülkeyi çok daha ön plana çıkarıyor. Bu konunun en canlı örneklerinden bir tanesi olan Çin, 2000'li yıllardan önce işgücü anlamında zengin bir ülke olmasına karşın ekonomisi ve gücüyle çok üstün sayılamayacak ülkeler arasında yer alıyordu.

1 milyarı aşan nüfusunun da desteği sayesinde Ucuz işgücü ile dünya üretiminin önemli bir bölümünün kaydığı Çin ekonomisi son yıllarda farklı bir seviyeye gelmeyi başardı. Çin gerçekleştirdiği markalaşma adımlarıyla kendi markalarını yaratarak teknolojiden, otomobile, finanstan uzay araştırmalarına kadar önemli değerler üretmeye başladı.

Çin en yakın rakiplerinin toplamını bile geçti

Bu alanda araştırmalar yapan Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WİPO) raporları da bu gelişmenin nedenlerini ortaya koyuyor. Bu raporlarda Çin'in neden gelecek yıllar için süper güç olarak anılabileceğini de gözler önüne seriyor. WIPO'nun son raporuna göre 2016 yılında ülkeler bazında yapılan marka ve patent başvurularında Çin'in ezici üstünlüğü göze çarpıyor. Rakiplerine oranla açık oranla önde olan Çin'de, 2015 yılında yapılan 2 milyon 828 bin 287 marka tescil başvurusunun 2 milyon 232 bin 863'ü onaylandı. İlk 10 içinde yer alan diğer 9 ülkenin toplamından bile daha fazla marka tesciline sahip olan Çin, neden süper güç adayı olarak anıldığını ispatlamış oluyor. Raporun ikinci sırasında yer alan Avrupa Birliği'nde tescil edilen marka sayısı 321 bin 165, üçüncü sıradaki ABD'de 306 bin 504, Türkiye 192 bin 950 bin tescil ile dördüncü sırada yer alıyor.

Türkiye'de 5 yılda 800 bini geçti

Çin, ABD ve Avrupa Birliği gibi gelişmiş ekonomilerin ardından Türkiye'nin dördüncü sırada yer alması, ülkemizde potansiyel anlamında geleceğe yönelik önemli bir mesaj içeriyor. WIPO'nun ve Türk Patent Enstitüsü'nün (TPE) kayıtlarına göre son 5 yılda Türkiye'de marka tescil sayısı 800 binin üzerine çıktı.