İngiltere'de Brexit sonrası Theresa May'in eski başbakan David Cameron'ın yerine göreve gelmesinin ardından AB'den ayrılma sürecinde önemli bir eşik aşılmış oldu. Geçtiğimiz hafta Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk yaptığı açıklamasında ayrılık için ciddi adımların 2017 yılının hemen başında karşılıklı olarak atılabileceğini duyurdu. 
 

Bu sürecin resmen başlayacak olması konusunda çıkan haberler, artık ayrılık kararından dönüş ihtimalinin giderek uzaklaşması anlamına da geliyor. İngilizlerin Avrupa Birliği'nden ayrılmasının Avrupa açısından birçok farklı açıdan önemli olmasına karşın finans sektörü için ayrı bir öneme sahip...

İNGİLİZ FİNANS ŞİRKETLERİ SAHİP OLDUĞU İMTİYAZLARINI KAYBEDECEK

 

Çünkü, Brexit çok uzun yıllardır Avrupa kıtasındaki kurulu finansal düzen için önemli kentlerden biri olan Londra'nın bu unvanı kaybetmesi anlamına geliyor. Avrupa Birliği'nden ayrılacak olan İngiltere'de merkezi bulunan dünyaca ünlü dev finans kuruluşları Avrupa Ekonomik Bölgesi içerisinde gerçekleştirdikleri işlemlerdeki bazı imtiyazları kaybedecek. Bu imtiyazların maliyet açısından bankalar başta olmak üzere birçok finansal kuruluşun işlem maliyetlerinin artması anlamına geliyor. Artan maliyetlerden kurtulmak isteyen birçok finansal kuruluşun merkezlerini Londra dışındaki başka bir Avrupa kentine taşımak isteyeceğinden bahsediliyor. 

 

Londra'ya alternatif olarak yeni Avrupa kentlerinin isimleri de ortaya atılmaya başlandı bile... Şimdilik Almanya'nın finans merkezi olan Frankfurt ve başkenti Berlin, yine bir Ada ülkesi olan İrlanda'nın başkenti Dublin, Milano ve Amsterdam adı geçen önemli kentler arasında yer alıyor. 

“TAŞINAN OLUR AMA KİTLESEL BİR HAREKET BEKLEMİYORUM”

 

Konuyla ilişkin bir açıklama yapan Avrupa Merkez Bankası (ECB) yöneticilerinden Jens Weildmann, İngiltere'nin pasaport haklarını kaybetmesi durumunda bazı finansal şirketlerin taşınmasını beklediğini ifade etti. Bu hareketin birkaç şirketle sınırla kalacağını da düşünen Weildmann, kitlesel bir Londra'dan taşınma hareketi beklemediğini de sözlerine ekledi. ECB’nin Alman yöneticisi Weildmann, İngiltere’nin AB’den ayrılsa bile Avrupa Ekonomik Bölgesi’nde kamasının bu hakların sürdürülmesi için yeteceğini de hatırlattı.